Korku Tehlikesi ve Korku Ruhu Nedir?

Sağlığın en büyük tehdidi KORKU RUHUdur. Endişe, kuşku ve üzüntü gibi yoldaşları da korku ruhunun yoldaşlarıdır.

Bilinçaltı zihnimiz tıpkı bir çocuğa benzer.Bilinçli zihin ona ne söylerse o ana inanır. Gerçek ile uydurulmuş olanı ayırt edemez.

Bilinçli zihinde olumsuz düşünceler ve imgelemeler şeklindeki olumsuz programlama başıboş bırakılmış olur. Bu durumda da, bilinçaltı zihin hayaletler ve canavarların saldırılarına uğrar. Gerçek olmayan şeyler gerçek şeyler haline dönüşür. Bu olduğunda kişi, gerçekte bir dayanağı bulunmayan, fakat zaman içinde fiziksel hastalıklar meydana getirecek olan üzüntüler ve endişelerin kurbanı olur.

Şu öyküye beraberce bir bakalım.

Çakırkeyf bir beyefendi, elinde üstünde ve yanlarında delikler bulunan bir kutu ile sokak boyunca yürüyordu. Görünüşe göre içinde bir kutunun içinde canlı bir hayvan taşıyordu. Bir tanıdığı onu durdurdu ve sordu.
“Kutunun içinde ne var?”
“Bir firavun faresi var” diye yanıtladı adam.
“Kuzum bu da ne için?”
“Şey, beni bilirsin. Gerçi şimdi sarhoş değilim, ama az sonra olacağım. Sarhoş olduğumda her yanımda yılanlar görüyorum ve fena halde korkuyorum. Firavun faresini bunun için aldım. Beni yılanlardan korusun diye !”
“Aman Allah’ım, onlar hayali yılanlar….”
“Bu da hayali bir firavun faresi.”
Aslında kutu boştu.


Bu öykü bize şunu gösteriyor: Eğer kişi, iç uyumu yeniden kazanmak ve olumsuz imgelemelerden ve hastalıktan kurtulmak istiyorsa, zihnin olumsuzluklardan arındırılması ve kontrol altına alınması zorunludur.

Eğer insan, hastalığın yayılıp yayılmamasını zihinsel yolla etkileyebiliyorsa, ya da hastalık üzerinde kontrol sağlayabiliyorsa şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnsanın hastalığın oluşmasında da bir etkisi olması gerektiğini düşünmek mantıklıdır.